BİR TANRININ ELLERİYLE SÜSLENDİ GÖZLERİN
“Gözlerin, mahşer gibi Derindir Sevgilim” korkak ve ürkek bir yanılgı gibi eser gölgelenişin. Ve süzülse de sinir uçlarımda serzenişin, havsalama bir heyula gibi çakılıdır seslenişin. Ve Ellerimde bir kızılcık çiçeği gibi göverişin söylenipte gönlüme senden , “Seni” isteyişim hakikatin satırından doğmuştur bu söylenişim. Ve öyledir ki varlığındaki dirilişin ayetini okuyordu bana geceler, gecelerce hep o ayeti heceledi sabiler , diriler ..ölüler ve biliyorum “ Gözlerin Bir yıkık Gömü gibi Kimsesizler” sessizler …sensizler… kefensizler.
Ve günahınla sulandı kelepçelerim . beynimin varoşlarında ağaran düşünceler “Sen” in beyaz tülbentlere sarılı semahınla yıkandı göğsünü göğe katan bilgeler. Ve karanlıklar , kargaşalar kavgalar hepsi bir “ Sen” için yarışsalar bu “ Gözlerinin Cinayetidir” var mı ki artık mezarlıklarda bir yurt. Zira bir kapışsalar ….Ne ölen bellidir, ne öldüren zira bir devrim gibi kükrüyor o gözlerin hele bir de bir “ Sen” için savaşsalar , katle ferman mı doğar..? yoksa ferman katli mi doğrar bilinmez .
Şimdi, söyle bana..! hangisi “Sen” in ezberin, hangisi zihninden akan . Hangisi dağların etekleriyle ete bürünmüş gözbebeklerini yaşatan . Biliyorum “Gözlerin, Mahşer Gibi Derindir Sevgilim” seni” bende , yaratan bir cinnetin toprağıdır. Toprağın ki cinayetinin en süslü ve en masum atasıdır..
Ve, biliyorum bir tanrının elleriyle süslendi gözlerin …
Ve o gözlerin ki şafaklar ve tan vakti dolmadıkça ve sen ‘ ‘ben gibi olmadıkça’’ bırak da yaslansın sana uykusuz gecelerimi örten gizlerin .. Ve, biliyorum bir tanrının elleriyle süslendi gözlerin …
Ve Biliyorum “Gözlerin, Mahşer Gibi Derindir Sevgilim”.