Erkam Yıldırım
Köşe Yazarı
Erkam Yıldırım
 

BEN '' SEN'' GİBİ ETME

Ve ey seni , göğsümün tahtına aldığım Validem..!! vurma keskin bıçaklarını huyu iyi,  bir tümör hücresini taşıyan zikrimin  gölgesine. Zikirlerin unsuriyeti , cibilliyeti veya cinsiyeti olur mu hiç..? Kavgalar vardır, karanlıklar için ve yine kavgalar vardır aydınlıklar için; ikisinde bulunan aynı nefesi görmek bu kadar mı zor..?                 Sana diyorum, Göğsümün tahtına aldığım validem ..Sana...! coğrafyamın yağmurları değil; bu kaderimde  ki kederi ; dirilten ve hayatlandıran ve yaşatan ve yaratan  coğrafyamın değil; Tiranların elleri.. Yunan da' Zeus' safilinde; hades.. bu oyunlar ve bu oyuncaklar beni asla kandıramaz ..!                 Hayır , olimpos dağlarının  tanrıları da değilim ve olimpos dağların dan satın alınamadı  '' bir yudum nefesim''.   Ve Çağrımın çağını taşımak için , çağlıyorum çağımın ''insanlarına''. Taşınamayan bir çağrının Çağını Yaşamadan , Yaşatmak Mümkün olabilir mi ..? Soruyorum..!!! Yani ben olimposun çocuğu değilim ; ben varlığa bürünülmüş bir  çağrının doğum sancısıyım..                  Evet aynen öyle Einstein doğru söylüyor du keza '' sorular soran insanları dinleyin'' ama ya eksikse..? Ya eksikse ( bizde ki) kudüs topraklarında filizlenen limon ağaçlarının kokusu..!! ya eksikse direnişler ve inançlar; işte o zaman işgal edilen toprakların unsuriyeti zikri yetti ve fikri yetti kalabilir mi..!! hak; hakedişindir.!! hak; direniş ve inanışlarındır. hak gücün ve zehirlenmiş muttakilerin değil..!!                  Ey seni göğsümün tahtına aldığım validem..!! gönderde  bayrağın ve yüreğimde öpücüklerinin sıcaklığı üşütüyor artık beni. gücün ve zehirlenmiş muttakilerin elleriyle ,dilleriyle ve gözleriyle  zikrimin masum ve sabi topraklarını  ellerimle idama , mahkum etme..!                 Beni kirlenmiş  ve kirletilmiş bir cihanın , zehirlenmiş masumsu ve  sabi gibi gösterilen  düşüncelerinin kurbanı etme..!! Ey seni göğsümün tahtında taşıdığım validem...! Beni '' sen'' etme..!!  eğer vurulacaksa göğsümün ta orta yerine  keskinleşmiş bıçakların; cesedim sana armağandır ancak havsalam asla..!!                  Unutma ; tarih unutmaz keza insan unutmaz...  tarihin hafızası, insan beyninin tarihin bilgi bankasına aktarılması ile yazılır. ve tarihi yazan insan, kaydeden tarihtir. '' ve gel gör ki kötü bir haberi taşıyorum sana ('' kayıtlar silinebilir belki ancak hafızalar asla..!!). O zaman havazlama sakın dokunma..! '' silinen bir havsalanın tarihi olmaz zira;  Ya sonra taşınırsa kan ve göz yaşı hafızalara ..!!!    Ve işte o zaman ya dökülürse kanlı göz yaşları hatıralara..?                  Ve işte direniyorum. ey göğsümün tahtına taşıdığım validem..'''' sana direniyorum'' Yani aynı anadan iki evladın , valideleri ayrı olabilir mi..!!  Ve Madem evlad doğuranın; diğer evladı doğrayan kim..? İhanet m..? cinayet mi..? Zikrimin iyi huylu tümörleri mi..? yada unsuriyet mi.. Şimdi soruyorum, Tümörümü yaratıp ve çağıma kadar yaşatan kim..?      Ve bu soruları dinle ve oku sonra düşün ve öldür ; bu bir cinnetin satırları, cinayetin değil..!!
Ekleme Tarihi: 23 Şubat 2025 - Pazar

BEN '' SEN'' GİBİ ETME

Ve ey seni , göğsümün tahtına aldığım Validem..!! vurma keskin bıçaklarını huyu iyi,  bir tümör hücresini taşıyan zikrimin  gölgesine. Zikirlerin unsuriyeti , cibilliyeti veya cinsiyeti olur mu hiç..? Kavgalar vardır, karanlıklar için ve yine kavgalar vardır aydınlıklar için; ikisinde bulunan aynı nefesi görmek bu kadar mı zor..?

                Sana diyorum, Göğsümün tahtına aldığım validem ..Sana...! coğrafyamın yağmurları değil; bu kaderimde  ki kederi ; dirilten ve hayatlandıran ve yaşatan ve yaratan  coğrafyamın değil; Tiranların elleri.. Yunan da' Zeus' safilinde; hades.. bu oyunlar ve bu oyuncaklar beni asla kandıramaz ..!

                Hayır , olimpos dağlarının  tanrıları da değilim ve olimpos dağların dan satın alınamadı  '' bir yudum nefesim''.   Ve Çağrımın çağını taşımak için , çağlıyorum çağımın ''insanlarına''. Taşınamayan bir çağrının Çağını Yaşamadan , Yaşatmak Mümkün olabilir mi ..? Soruyorum..!!!

Yani ben olimposun çocuğu değilim ; ben varlığa bürünülmüş bir  çağrının doğum sancısıyım..

                 Evet aynen öyle Einstein doğru söylüyor du keza '' sorular soran insanları dinleyin'' ama ya eksikse..? Ya eksikse ( bizde ki) kudüs topraklarında filizlenen limon ağaçlarının kokusu..!! ya eksikse direnişler ve inançlar; işte o zaman işgal edilen toprakların unsuriyeti zikri yetti ve fikri yetti kalabilir mi..!! hak; hakedişindir.!! hak; direniş ve inanışlarındır. hak gücün ve zehirlenmiş muttakilerin değil..!!

                 Ey seni göğsümün tahtına aldığım validem..!! gönderde  bayrağın ve yüreğimde öpücüklerinin sıcaklığı üşütüyor artık beni. gücün ve zehirlenmiş muttakilerin elleriyle ,dilleriyle ve gözleriyle  zikrimin masum ve sabi topraklarını  ellerimle idama , mahkum etme..!

                Beni kirlenmiş  ve kirletilmiş bir cihanın , zehirlenmiş masumsu ve  sabi gibi gösterilen  düşüncelerinin kurbanı etme..!! Ey seni göğsümün tahtında taşıdığım validem...! Beni '' sen'' etme..!!

 eğer vurulacaksa göğsümün ta orta yerine  keskinleşmiş bıçakların; cesedim sana armağandır ancak havsalam asla..!!

                 Unutma ; tarih unutmaz keza insan unutmaz...  tarihin hafızası, insan beyninin tarihin bilgi bankasına aktarılması ile yazılır. ve tarihi yazan insan, kaydeden tarihtir. '' ve gel gör ki kötü bir haberi taşıyorum sana ('' kayıtlar silinebilir belki ancak hafızalar asla..!!). O zaman havazlama sakın dokunma..! '' silinen bir havsalanın tarihi olmaz zira;  Ya sonra taşınırsa kan ve göz yaşı hafızalara ..!!!

   Ve işte o zaman ya dökülürse kanlı göz yaşları hatıralara..?

                 Ve işte direniyorum. ey göğsümün tahtına taşıdığım validem..'''' sana direniyorum'' Yani aynı anadan iki evladın , valideleri ayrı olabilir mi..!!  Ve Madem evlad doğuranın; diğer evladı doğrayan kim..? İhanet m..? cinayet mi..? Zikrimin iyi huylu tümörleri mi..? yada unsuriyet mi.. Şimdi soruyorum, Tümörümü yaratıp ve çağıma kadar yaşatan kim..?

     Ve bu soruları dinle ve oku sonra düşün ve öldür ; bu bir cinnetin satırları, cinayetin değil..!!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.