Ulusal TV’den Herkesime Cevap ve Yanıt Veren Gülpınar’ın Açıklaması Haberimizde…
Ulusal TV’den Herkesime Cevap ve Yanıt Veren Gülpınar’ın Açıklaması Haberimizde…
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, Ankara’da bir ulusal televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, Ankara’da bir ulusal televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başkan Gülpınar'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
"BELEDİYE BAŞKANI VE MİLLETVEKİLLİĞİ FARKLI GÖREVLER"
Siyasetin her alanı zorlu. Türkiye şartlarında ve bilhassa bizim bölgede hangi görevi yaparsanız yapın, siyasetçiye halk tarafından biçilen görev haritası var. Bu uzun yılların getirdiği bir şey aslında. Siyasetçiye vatandaş farklı bir misyon yüklüyor, farklı beklenti içine girebiliyor. Milletvekili sonuçta devamlı arazide olmuyor. Meclis'te bazen yurt dışında, yurt içinde çeşitli görevlerde. Bire bir vatandaşla çok muhatap olmayabiliyorlar. Belediye başkanlığı vatandaşın bütün ihtiyaçlarının giderilmesinden tutun, doğumdan ölüme kadar muhatap olmak durumundasınız. Vatandaşla 7/24 bir aradasınız. Bunun çeşitli zorlukları var. Zorluk içinde zorluk var. Yıllardır kamuda görev yaptım. Kamudaki yapıyla, yürütmeyle, buradaki belediyeciliğin getirdiği yükümlülük çok farklı. Belediyecilik biraz daha karmaşık bir yapı. Kamu deseniz değil, özel sektör deseniz değil. Kamu gibi hareket etmek zorundasınız. Hizmetlere baktığınızda para kazanmanız, borç ödemeniz lazım. Hacizlerle, alacaklarla uğraşmak zorunda kalıyorsunuz. Koltuğa oturduğunuz ikinci günü alacaklar gelir. Devlette böyle bir şey olmaz.
"BİZ BÜTÜN URFA'YI SADECE 105 ZABITAYLA YÖNETİYORUZ"
Belediyeciliğin biraz kamudan sıyrılması lazım. Yatırım yapmanız, hizmet yapmanız, yeni projeler üretmeniz lazım. Asli ihtiyaçların dışında da bir şeyler yapmanız lazım. Vatandaş belediyecilikten, belediye başkanından çok daha farklı şeyler bekliyor. Seçimden önce proje açıklamadan seçmenin karşısına çıkan nadir belediye başkan adaylarından biriyim, belki de yeganeyim. Paranız varsa mükemmel şeyler yapabilirsiniz; ancak paranız yoksa ne yapacaksınız? Şanlıurfa'da geldiğimiz durum bu. Vatandaş bir şeylerin farkındaydı, nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalacağımızı ortaya koymuştu. Yolsuzluk, israf, adam kayırmanın son bulması isteniyordu. Özellikle büyükşehir yasasının kesinlikle elden geçirilmeli. Eski haline dönmeli veya eski haline benzer model oluşturulmalıdır. Birçok alana yetişmeniz mümkün değil. Ne personel ne kaynak yetiştirebilirsiniz. İki ilçenin mesafesi 180-200 kilometre. Bütün Urfa'yı 105 zabıtayla yönetiyoruz. Ben Birecik'i mi el atayım, Siverek'e mi?
"GELDİĞİMİZ GÜNDEN BERİ ÖDEMELERİMİZİ YAPIYORUZ"
Yeni yönetime geldiğimizde SGK borcumuz 397 milyon TL'ydi. Şirketlerimizin 143 milyon borcu olduğu tevdi edildi. Bir yapılandırmaya gittik. En kısa zamanda inşallah borcumuzu kapatacağız. Ödemelerimizi yapıyoruz. Öz kaynaklarımızla ödeyebileceğimizi söyledik. Geçen hafta itibariyle bize gelen yazıda belediye şirketlerinin 143 milyon lira borcu olduğumuz tevdi edildi. Geçmişte mahsuplaşma yapılmış. Geldiğimiz günden beri ödemelerimizi dikkatli şekilde yapıyoruz. Bizim için SGK borcu diğer borçlar yanında çok fazla kalem tutmuyor. Geçmiş döneme ait ağır borçlarımız var.
"MİLLETVEKİLLERİN İSTEMEMESİYLE HALK İRADESİ YOK SAYILACAKSA..."
Daha ne kadar açık anlatayım, nasıl detaylandırayım ben de şaşırdım. Ben hiçbir zaman belediye başkanı olmak istemedim. Bunun ispatı var delili var. Niyeti olan genel merkezdeki yetkilileri söyler. Sonuçta genel başkan danışmanısınız. Öyle bir noktaya geldik ki, vatandaşın inanılmaz talebi oldu. Seçim sonuçları beni haklı çıkardı. Siyasetçi aileden geliyoruz. Bugün niyetimiz yok ama yarın şartlar değişir halkın karşısına çıkmak zorunda kalabiliriz. Halkın talebi vardı. 'O zaman biz de varız' dedik. Burada beni tasdikleyen bir şey var, anketler. O anketlerin hepsinde ismim var. Benim talebim olmamasına rağmen anketlerde yer alma sebebim ne olabilir? Çünkü halktan öyle talep geliyor. Anketlerde birinci çıktığımı biliyorum. Cumhurbaşkanımız MYK toplantısında bizzat söylemiş, 'halkın istediği adayları belirleyip, yol yürüyeceğiz' diye direktif vermiş. Buna rağmen aday yapılmam istenmemiş. 'Neden ben değilim' diye sordum, cevap alamadım. En sonunda verilen cevap şuydu, 'Urfalı vekiller seni istemiyor' oldu. Bana yapacak bir şey kalmadı zaten. Vekillerin isteyip istememesi ile halkın siyasi iradesi yok sayılacaksa... Hiç aklımda yok iken halk istiyor diye bu işe girmişsem. Bana göre AK Parti'de 'Kasım Gülpınar' olmasın demeye sadece sayın Cumhurbaşkanın hakkı vardır.
"YENİDEN REFAH PARTİSİ'NDE KURUMSAL SIKINTILAR VARDI"
İstifa ettiğimde hemen hemen partilerin hepsi devreye girdi 'adayımız ol' dedi. Yeniden Refah, geçmişte bizim köken olarak, babamın da siyasete başladığı mecra olduğu için, orayı tercih ettik. Hala duyuyorum maalesef en üst düzeyde telaffuz ediliyor. 'Yok büyükelçilik vaad edilmiş'. Olayı basite indirgeyip Kasım Gülpınar'ı tanımadıkları için. Defalarca söylememe rağmen. Yine söylüyorum, daha önce büyükelçilik teklifleri geldi kabul etmedim. Şimdi niye edeyim? Yeniden Refah'ta çeşitli kurumsal sıkıntılar vardı.
"AĞZIMDAN BİR KERE LAF ÇIKTI: AK PARTİ'YE GEÇMİYORUM"
AK Parti'ye geçsem şimdiye kadar geçerdim zaten. Demek ki geçmiyorum. Yine bu stüdyoda Mehmet Akif Ersoy Bey bana seçim döneminde sordu. 'Seçilirseniz AK Parti'ye geçer misiniz?' dedi. Ben de 'geçmem' dedim. Bu laf ağzımdan çıktı benim. Şimdi de aynı şekilde. O lafı bir kere kullandım ben. Ağzımdan bir kere laf çıktı. 'Milletvekili olmayacağım' dedim ve aday olmadım. İstesem milletvekilliğine aday olurdum, seçilirim, seçilmem ayrı. Bir daha Urfa'dan ne belediye başkanı ne de milletvekili adayı olacağım. Büyük konuşmak istiyorum inşallah diyorum ben yine. Büyük konuştum belediye başkanı olmam dedim, bakın geldim koltuğa oturdum.
"BİRÇOK PARTİ BENİMLE DOLAYLI, DOLAYSIZ GÖRÜŞTÜ"
Ben sadece AK Parti ile görüşmedim ki. Bağımsız olduktan sonra başka partilerle de görüştüm. Onları söylemem. Birçok parti benimle dolaylı, dolaysız görüştü. Genel başkan düzeyinde benimle görüşme oldu. Geçmek istesem geçerdim. Siyaseti bu şekilde yapmak istemem. AK Parti'ye de geçmem, CHP'ye de, İYİ Parti'ye de geçmem. Bağımsız kalacağım. Halk beni bir partiye geçeyim diye oyunu vermedi. Bütün kesimler oy verdi. Bir kere onların görüşü alınmadan adım atılmaz. Ama ben sözlerimle kendimi bağladım, bitti o iş.
"AK PARTİ'NİN İÇİNDE İKİ CENAH VAR"
Biz Urfa'nın şehremeni olarak devletin başı, Cumhurbaşkanı sizin şehrine teşrif ediyorsa tabii ki ona 'hoşgeldiniz' demek kadar normal bir şey olamaz. Devletin başı olarak bunu değerlendirmek lazım. O bilboardlar o yüzden yazıldı. Cumhurbaşkanı konumunda kim olursa olsun hepsine saygımız olması lazım. Neden yadırgandığını anlamadım. Partinin içinde iki cenah var. Gerçekten davasına inanmış, Cumhurbaşkanına inanmış, menfaatsiz bir şekilde hareket eden çok ciddi kitle var. Onların da beni mazur görmelerini talep ediyorum. Çünkü onlardan da çok talep ediliyor. Gelmem için ricacı oluyorlar. Gelirse eyvah diyen bir kesim de var. Tezviratlar yapıyorlar. Akıllarınca beni yıpratacaklar. Beni yıpratsalar ne olacak. Diyorum ki, 'Ben Urfa'dan ne belediye başkanı ne de milletvekili adayıyım'. Kalbimdeki neyse saklamam. Ben bir adamı sevmediğim zaman karşıdaki çok rahat anlayabilir. Sevdiğim adam da çok rahat anlayabilir.
"CUMHURBAŞKANIMIZ ÖYLE BİR ŞEY TALEP ETMEDİ"
Benim Cumhurbaşkanıma sevgim, saygım, hürmetim sonsuz. Cumhurbaşkanımız da zaten öyle bir şey talep etmedi. Kendisi de buna girmez zaten. Daha ziyade Urfa bölgesinin sorunlarını konuştuk. Cumhurbaşkanımızın yanında bulunan kişilerin arasında bir sürü dostum var. Kader birliği yaptığımız, darbede Meclis'in altında başımıza bomba düştüğü an birlikte olduğumuz arkadaşlarımız var. Ben baştan o kapıyı kapattım. Partiye katılmak istemediğimi ve hiçbir makamı istemediğimi söylüyorum. Geleceğe bırakacağım miras çocuklara ve gençlere kişilik olarak örnek olmak. Söz verildiği zaman tutulması lazım, tutulmasına gayret etmek lazım.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.