Yine yaz geldi. Kurban bayramı da geldi geçti bu arada. İnsanlar mutsuz, insanlar huzursuz. Son iki yıldır ard arda yapılan seçimler sonuç olarak genel durumu değiştirmedi. Toplumsal sorun ve sıkıntılar artarak devam ediyor. Adeta ipin ucu kaçmış, adeta “Saldım çayıra Mevlam kayıra” şeklinde yönetiliyoruz. Fakirlik şiddetle artıyor, açlık sınırı, fakirlik sınırı her ay yeniden açıklanırken bizimle sanki dalga geçiyorlar. Ve hususen, bu yaz eski yıllara nazaran sıcaklar da daha fazla. Yurdun her tarafı olağanüstü mevsim normalleri üstünde sıcak. Yani ekonomi gibi mevsim de yakıyor. Ekmek pahalı, kira pahalı, gıda pahalı, eşya pahalı. Güç yetirmek çok çok zor. Belki en ucuzu insan! Bu hal sadece Urfa’da değil, ülkenin her yanında aynı. Halk ekmek kuyrukları eskisinden daha uzun.   Hayır efendim öyle değil, bakın tatil yerleri, otoyollar, avemeler çok kalabalık diyor bazı savunucu arkadaşlar. Ama ülkedeki bütün tatil yöreleri otel ve pansiyon yatak sayısının 2 milyon, ülkedeki bütün otomobil sayısının da 13 milyon olduğunu biliyor da bilmezden geliyorlar. Ülke nüfusu 86 milyon efendi! Elbette zengin bir kesim her zaman olduğu gibi varve zenginliğinin keyif ve saltanatını yaşıyorlar. De ki 15 milyon böyle varlıklı olan var, peki kalan 70 küsür milyon ahali?   Neyse Allah sonumuzu hayır etsin diye duaya devam. Başka ne gelir elden? O’nun merhametine sığınmışız. Lakin kendine merhamet etmeyen topluma Allah niye merhamet etsin, o da ayrı mevzu.   Ve iki yıldır aslında elli yıldır bitmeyen dram: Allah Filistin Halkına da merhamet ve yardım eylesin. Biz sıradan insanların yapabileceği başka şey yok ki…   Siz bu yaz sıcağında kitap okumakla, film izlemekle ve dua etmekle atlatmaya çalışın bu müessif ayları, derim.   Kalın sağlıcakla efendim.