Gerçekten yaşayıp yaşamadığımı sorgulamak istiyorum. Gerçekten yaşayıp yaşamadığımızı bilmek… Çünkü asıl o zaman gözyaşlarımın boşa akıp akmadığını anlayabileceğim.
Neden bir film kadar duygulandırmıyor insanları Gazzeli çocuklar? Neden bir şarkı kadar ağlatmıyor bir soykırım halkımı? Neden içinde yaşadığım bu toplumun annelik hissini tatmış kadınları dahi kendi renginin, dilinin, milliyetin farkında dahi olmamasına rağmen barbarca katledilen Orta Doğu bebeklerini hiç önemsemiyor.
İnsanlık! İnsanoğlu işte... Buna verilebilecek pek bir cevap yok sanırım. Lakin yavaş yavaş bir şeylerin farkına varmaya başladığım zannı içerisindeyim. Hani hep diyoruz ya "Biraz insan ol, sen de hiç insanlık kalmadı mı?" falan diye. Belki de asıl sorun bu işte. Bu kadar zalim, cahil, gaddar, hain, gafil olabilmemiz insan oluşumuzdandır belki de. Ben burada bilimsel araştırmalardan, dini metinlerden, filozofların vecizelerinden, şairlerin mısralarından alıntılar yapmayacağım. Çünkü kanıtlamak zorunda bırakıldığım bir iddiam olduğunu pek sanmıyorum. Zira ben yazıyorum ama bu yazıyı dahi kaç kişi okuyacak veya okuyanlar arasından kaç kişi önyargısız bir şekilde kendi içine bakma ihtiyacı hissedecek bilemiyorum. Fakat her şeye rağmen şunu söylemek istiyorum. Ben hiç zalim bir kuş görmedim. Mesela hiçbir tavus kuşunun başkalarını kıskandırmak için kuyruk açtığını düşünmüyorum. Yahut bir aslanın sırf gaddarlığı sebebiyle avlandığını. Siz hiç hain bir köpek gördünüz mü mesela. Ben görmedim. Ama insan dediğimiz varlık maalesef ki bunların hepsini yapabiliyor! Yapar, yapacaktır!..
Bu güne kadar devletlere, derneklere, vakıflara, kurumlara, yayın organlarına, çeşitli topluluklara çağrılar yapıldı. Hatta yalvarıldı. Ne olur Gazze'ye ses olun. Ne olur insan, kadın, çocuk, engelli ve hasta haklarına tecavüz eden bu soykırım durdurun. Ne olur orada mezarların, hastanelerin, mekteplerin, ibadethanelerin ve ambulansların dahi bombalanması da izin vermeyin. Ne olur orada yaşayan hayvanların bile katledildiği bu işgali durdurun, diye. Lakin bizim ülkemizde bile binlerce iradesiz ve köksüz insan aksine faşistlerin, ırkçıların, tağutların kuklası olmaktan memnuniyet duydu. Biz biraz olsun insanlığa davet ettikçe daha da azdılar. Bu sebeple artık o sefilleri hayvan olmaya davet ediyoruz. Ne olur biraz olsun hayvan olun. Zira sizin yaptığınızı hayvanlar bile yapmaz vesselam!