Yaşı ilerledikçe insanın hayata ve diğer insanlara bakışının yumuşaması lazım. Bende öyle
oluyor. Daha tahammüllü, daha akılcı, hırs ve hamasetten daha uzak bir bakış. Dünyanın,
hayatın aslında kalp kırmaya değmediğini, Karun kadar malın da olsa bir yere götüremediğini
yıllar öğretiyor sana. Dolu da olsa boş da olsa, mutlu da olsa mutsuz da olsa zaman geçiyor ve
bitiyor. Sonuçta sınırlı ömrünü tamamlıyor ve dünyevi anlamda yok oluyorsun. Esamen bile
okunmuyor. Hem okunsa ne olur okunmasa ne olur? Nice Peygamberler, İmparatorlar, Krallar,
Bilginler, Zenginler gelmiş gitmiş. En uzun zamandan beri bilinen, unutulmayan Hazreti Adem
olmuş da ne olmuş. Mezarı bile yok! Olsa da ne olurdu ki?
Dürüst yaşamak, adil olmak, kalp kırmamak, kendini Tanrı'nın (İnanmayan için doğanın) yerine
koymamak yani başkalarını yargılayıp yaftalamamak ve olabildiğince diğer insanlara yararlı
olmak, ardınsıra ilençle, sövgüyle anılmamak. Bence önemli olan bu...