Hepimiz insan olarak dünyaya geliyoruz da mesele insan kalmaya ve insanca yaşamaya devam ediyor muyuz? Evet insan olmak bebeklere ve çocuklara has bir kesin nitelik lakin büyüdükçe insanlığını yitirenlere ne demeli? Olayın iki yönü var; ya insanlıktan çıkıyorsun yahut insanlıktan çıkarıyorlar. Nasıl mı? Meseleyi anlatmadan evvel insanı insan yapan hususlara bakalım mı?
Adalet
Erdem
Üretmek
Kulluk
Başka şeyler de elbette vardır. Ama önemli başlıklar bunlar. Adaletin tersi zulümdür. Herhalde yeryüzünde insandan daha zalim olabilen başka canlı da yoktur!
Erdem, fazilet de diyor eskiler. Kısaca ahlak sahibi olmaktır. Ah en ahlaksız yaratık da insan neslinden çıkıyor! Hiç kendi yavrusuna tecavüz eden bir hayvan duydunuz mu???
Fayda üretmeyen, insanlığa, doğaya katkı sağlamayan insanım dememeli! Emek insana mahsus. Üretmek çalışmayı gerektirir zihnen veya bedenen. Kafayı yormak, vücudu yormak muhteşem bir olay! Ah tembel tembel oturan, asalak bir yaşam süren parazitler!
Hangi dine inanıyorsa inanmakta serbest herkes. Ama bir Yaratıcı var! Adına ister Yehova, ister God, ister Dharma ister Tao, ister Allah dense de bir Tanrı var. Hatta ateist olanlar dahi tam olarak reddemez Tanrı’yı ve yerine kendini izafe eder. İşte bu bakımdan sıfatı ne olursa olsun bir Yaratıcı’nın kendisini izlediğini bilen haddini ve insanlığını bilir.
Bir de insanlıktan çıkarılanlar var!
Hayvanın hayvana yapmayacağı muamelelere muhatap kalanlar! Mazlumlar! Zıvanadan çıkanlar ve delirenler!
Ah ne garip, insanlıktan çıkmış olanların insanlıktan çıkardıkları!
İnsanlık tarihi bunların hikayeleriyle dolu. Mazlumların tarihi de demek gerek.
Amerikan Kölelik Sistemi
Holokost
Saldırı savaşları
Sibirya Sürgünleri
Sömürgecilik
Ve daha neler neler! “İnsan insanın kurdudur” derken ne kadar haklı Thomas Hobbes.
Hasılı bizi insan vasfında tutabilen tek bir niteliğimiz olsa da yeter: Merhamet!