Bu yazıyı Ramazan Bayramı'nın ikinci günü yazıyorum.
Çok uzun yıllardır, ülkemde bayramların sadece adı var. Gelip geçip, bitiyor bayramlar ama yüreğimizde, yüzümüzde nicedir bayram sevincinden eser yok. Senelerdir sürekli birliği, beraberliği koparılmış bir millet olarak hiçbir konuda ortak bir mutluluğu paylaşamıyoruz. Siyaseten bizi birbirimizden kopardıkları, yekdiğerini hasım ilan ettikleri için, bir kesim sevinirken bir kesim üzülmekte. Toplumun bir kısmı safahat sürerken diğeri yas tutmakta. Oysa milletin tanımlarından biri tasada ve kıvançta birlikte olmaktı.
Siyasiler böl parçala yönet yöntemiyle bizi senelerdir güdüyor ve kendileri saltanatlarını sürdürüyor. Güya birbirleriyle rakipler ama aslında arka planda elbirliğiyle ortaklar. Mesela vekil maaşlarına zam yapılırken aynı kararda buluşmaktalar.
Sık sık ülkemizde yeni sorunlar çıkarıyor siyasiler ve yeniden bizi birbirimize düşürüyorlar. Ekonomik ve sosyal sorunlarla bizi dertten derde savuruyorlar. Hangi partiden olursak olalım bizi birbirimizle kapıştırıyorlar. Eminim kendileri geriden, halimize bakıp kıs kıs gülüyorlar.
Oysa biz bu ülkenin, bu vatanın kadim sahibiyiz. Biz halkız, biz milletiz. Asıl olan bizleriz siyasilerse vekil. Lakin bizi öyle efsunlamışlar ki farkında değiliz. Taziyemize gelmeyen siyasiler için birbirimizle kavga ediyor, sövüp sayıyoruz. Cehaletimizin farkında değiliz.
Ah keşke aklı selim ile düşünsek. Akletsek, vicdan terazimizi çalıştırsak. O zaman anlayacağız ama...
Neyse, yine de uyanmamız, anlamamız dileğiyle.
İyi bayramlar efendim.