Bizim kuşak, 80 öncesi doğanlar yani. 68 kuşağı ve 78 kuşağı diyenler de var. İnançlı kuşak kısaca. Bir dine, bir fikre, ideolojiye gönülden ve samimiyetle bağlı olanlar. Büyük hayallerimiz vardı ülkemiz için milletimiz için halkımız için. Öyle çok okur öyle çok düşünür kafa yorardık. Ama bizi birbirimizle kırdılar, sağcı solcu diye...
Biz okuyan, kitapla beslenen çocuklardık, gençlerdik. Okuma aşkımızı Cep Fotoromanlar, dergiler, Tom Mix, Texas'lar, Kemalettin Tuğcu'lar başlatmıştı. Harçlığımızı biriktirip yenisini alamasak bile ikinci elini alır o da olmazsa sinema köşelerinde kitap satıcılarının önünde kiralayıp okurduk. Öğretmenlerimiz de bizlere kitap sevdiren güzel yüreklilerdi.
Ve biz sevdalı insanlardık. Sevince serden geçenlerdik. Hele sevgiliye sevdamızı söyleyemeyecek kadar da ürkek. Bir cesaret gösterip ilan-ı aşk ettiğimizdeyse dilimiz dolaşır, bacaklarımız titrer, yüzümüz tarumar olurdu. Leyla olurduk, Mecnun olurduk yâr uğruna. Şarkılar şiirler sarardı benliğimizi:
"Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar"
yahut
"Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Biliyorum
Sen de bir daha dünyaya gelsen
Yine beni sevmezdin
Kahrımdan öleyim diye" (Ümit Yaşar).
Çoğumuz sevdiğimize kavuşamadık...
Biz terbiyeli ve izânlı bir kuşaktık. Küçüklerimizi sever büyüklerimizi sayardık. Babamız odaya girdiğinde ayağa kalkardık. Töreye, geleneğe uyar ahlaka dikkat ederdik. Vicdanlıydık, kanaatkârdık; yiğit olmayla haddini bilmenin farkını bilirdik.
(Devam edecek.)