Nasıl ki, bedenimizin bir işleyişi ve sistemi varsa ailenin de bir yapısı ve sistemi vardır. Diyelim ki, bir kişi sürekli sorunlar yaşıyorsa, bunları çözebilme becerileri geliştirememişse, aynı zamanda bedenini hor kullanıyorsa, sürekli olumsuz düşünceler içeresindeyse, sağlıklı beslenmiyor, uyku düzeni yoksa, sosyal çevre yani arkadaş, akraba vs. bunlardan kendini izole ediyorsa belki de profesyonel bir destek almasında fayda vardır.
Bedenimize neyi verirsek ondan karşılığını alırız. Bedenimiz yanılmaz ve yanlış yapılan uygulamaların karşılığını bize hastalıklar olarak geri verir. Sonra ne olur? Bedenin dengesi bozulur ve bozulan dengeyi düzenlemek için daha önce yapmadığımız faydalı şeyleri yapmaya başlarız.
Peki, bu durumun aile ile ne ilişkisi var, diyeceksiniz. Aile de bir bütündür. Aile içinde bir kişinin mutsuz olması, hasta olması, işsiz olması, kötü alışkanlıklarının olması, aile içeresinde sağlıklı iletişimin olmaması ailenin bütün fertlerini etkiler. Tıpkı bedenin etkilendiği gibi ailede de yaşanan sorunlar aile sistemini etkiler.
Aile içeresindeki tartışmaların, sorunların bir çok farklı sebebi olabilir. Benim gördüğüm çoğunlukla aile içerisinde sağlıklı bir iletişim döngüsünün olmaması yani birbirine bağırmak, tehdit etmek veya dinlememek, anlamamak ve herkes kendi penceresinden bakınca kendini mağdur hissedebiliyor.
Oysa aile içeresinde bir sorun varsa çoğunlukla bu kısırdöngüden kaynaklanır. Yani hiç kimse aynı şeyleri yaparak, farklı sonuç bekleyemez.
Evde kurallar, roller, paylaşım önceden belirlenmediyse, bir tarafa daha fazla sorumluluk yükleniyor. Bir süre sonra sorumluluğu çok üstlenen kişi “isyan” etmeye veya hastalanmaya başlıyor. Aslında aile içinde her hastalık bize bir şey söyler. Yani orada düzelmesi gereken sadece hasta, hastalık değildir. Aile bireylerinden biri stres altındaysa, ağır hastalıklar geçiriyorsa, aile sisteminde, kişinin kendisinde değiştirmesi gereken bir şeyler mutlaka vardır. Diyelim ki, anne depresyona girer. Baba birtakım alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kalabilir. Çocuklara veya evdeki gençlere yeni sorumluluklar düşebilir.
Halbuki sistem bozulmadan önce herkes sorumluluğunu bilebilse, birbirlerine zaman ayırabilseler, sonradan çıkacak sorunları da daha kolay çözebilirler.
Her ailede bazı gelişimsel, durumsal sorunlar olabilir. Örneğin; evlilik, yeni bir bebek, ailede özel bir durum, hastalık, engelli bir birey, yeni bir yere taşınma, işten çıkarılma, maddi kayıplar, ölüm, boşanma, bağımlılıklar, geçimsizlik vs. Bu sorunlar ve değişiklikler karşısında ailenin güçlü becerilere sahip olması bu sorunların daha kolay üstesinden gelmelerini sağlar.
Bu baş etme becerileri nelerdir;
Birbirine bağlı ailelerde birlikte aktivitelere zaman ayırırlar.
Aile içerisinde birbirini taktir ederler. Eleştiriler yıkıcı değil yapıcıdır. Böylece aile bireylerinin özgüvenlerini artıracaktır.
Etkili iletişim becerileri gelişmiştir, bu aileler de destek, anlayış, karşılıklı yardımlaşma ve empati vardır.
Krizle daha kolay bahşedebilirler; bu ailelerde öneri alma, uzlaşma, gerektiğinde mizahı kullanma yöntemlerini kullanırlar.
Aile üyelerinin; özel becerilerini, yeteneklerinin geliştirilmesine destek olurlar.
Ailede; rollerin belirli olması, aile üyesinin, yaşına, cinsiyetine göre roller düzenlenmiştir. Eğer aileden birisi geçici olarak rolünü yerine getiremezse diğer üyeler onun rolünü üstlenirler.