Ailede değerlerin önemli olduğunu kanısındayım. Değerler, dini bağlamda bazı noktalarda birbirini tamamlıyor ve sevgi, saygı, sadakat, sabır uygulayan ailelerde, eşini anlama ve tamamlayıcı ilişki ortaya çıkarmaktadır. Aynı zamanda çocukken değer gören ileriki yaşamında da kendini değerli hisseder bu değeri hem kendisine hem eşine hem de yakın çevresine verir. Aileye baktığımız zaman bu ailenin kutsalı, değerleri nedir? Bir araya gelince en çok hangi konulardan konuşuyorlar? Çocuk da bu konuşulan konular üzerinden kendi kimliğini ve kişiliğini ailede şekillendirir.
Dinimizde der ki; evlat anne babaya emanet olarak verilmiştir. Her ülkenin değerleri farklıdır. Tabii bunun yanı sıra evrensel değerler herkes içindir. Dürüstlük, alçak gönüllü olmak, aidiyet duygusu, çalışkanlık, azim, sabır, hedef koyma, inanç, arkada iz bırakmak gibi.
Değer değişimi sebepleri arasında; küreselleşme, göç, teknolojinin gelişimi, toplumdaki cinsiyet rollerinin değişimi, toplumsal yapının değişimi, toplumun yaşadığı Kaos-kriz, bireyin içinde bulunduğu olumsuz ruhsal durum, psikolojik etkenler, ailedeki değerleri etkiliyor.
Bu olumsuz etkiler aile içinde sağlıksız bir yapının oluşmasına zemin hazırlıyor. Roller, sorumluluklar ve güç dengeleri değişiyor. Tüm bunlarda aile içinde sorunlarla baş etme becerilerini, çocukların sağlıklı ve mutlu bir şekilde gelişimlerini etkiliyor. Tabi bu da iletişimde, ilişkilerde birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Ailede birbirini anlama, dinleme, karşılıklı uyum, sevgi, saygı, şefkat duygularını gösterme konularında ailedeki bireyler sorunlar yaşayabilir.
***
Tarihsel bağlamda; 1918 Döneminden itibaren günümüze kadar insanların yaşamış olduğu, tarihi yaşam olaylarının, savaşlar, salgın hastalıklar, darbeler, terör, ekonomik krizler, göç, yoksulluk, teknoloji, bireyler, aileler ve ülkeler üzerinde yaşam standartlarını değiştiriyor. Dolayısıyla kişiler karşılaşmış oldukları kriz ile mücadele ederken baş etme becerileri geliştirmenin önemi açık olsa da yaşanan bu tür kriz olayları nesiller boyu miras olarak aktarılıyor.
Bugün daha anne karnında olan bir çocuğun dedelerinin, ninelerinin bundan 50 yada 100 sene önceki yaşadıkları olayların, bilişsel, duyuşsal, bedensel, sosyal, tinsel etkileri bugün doğacak çocuğa miras olarak kalacaktır.
***
Tüm bunların ışığında diyebiliriz ki; bireylerin durumlara, olaylara yüklediği anlam ve bağlam açısından değerlendirmenin yanı sıra, kişinin yaşamış olduğu sosyal ve psikolojik olaylar, o durumları yaşayan kişilerce kuşaklar arası aktarımla da, sonraki nesillere farklı farklı şekillerde geçebiliyor.
***
Eşlerin kendi anne-babalarının mutluluk derecesi, kök ailelerinin rol model oluşu tanışma ve nişanlılık döneminin kaliteli geçirilmesi, cinsiyete bağlı rollerde yetişme derecesi, kök aile ve arkadaşlar tarafından onaylanması, evlilikten beklentilerin benzerliği, eşlerin etnik dini gelenek görenek benzerliği evlenme yaşı psikolojik olgunluk evlilik uyumunu etkiliyor. Evlilik kurumunun temeli aşk ile atılır güven sevgi ve saygı ile güçlendirilir. Sadece aşık olmanın evlenmek için yeterli bir neden olmadığını aynı zamanda kişilerin birbirini tanımasını da önem arz eder. Başarılı bir evliliğinin sırrının gerçekçi hayaller ve beklentiler, karşılıklı özgürlük alanları karı koca arasındaki, sevgi ve saygı kendine güveni abartmadan gerçekleştirmek, anlaşma ve uzlaşma, güç mücadelesinden uzak ve boş zamanlarını kaliteli bir şekilde değerlendirmenin aile huzurunu ve mutluluğunu artırmaktır.