Belgin Turan
Köşe Yazarı
Belgin Turan
 

8 Mart Emekçi Kadınlara Özel...

Bir eve girdiğinizde o evde bir kadın olduğunu her yerden, her şeyden anlarsınız. Kadın sadece evde  bu maharetini göstermez. Onun maharetleri ona küçük dokunuşlar yaparsanız, o dokunuşlar  kocaman olur. El emeği, göz nuru verdiği adını şehirlere yazdıran, gönüllere yazdıran ismini dahi  duymadığımız ne çok kahraman kadın vardır. Onların isimlerini tek tek bilmeseniz de onların enerjisini  dünyaya bakarak keşfedebilirsiniz. Kadın olmasaydı. Erkek de olmazdı. Güç ve otorite ne yazık ki,  kadının güçlü yönlerini bastırıp ona daha çok duygusallık yüklüyor. İşin en acı tarafı da bazı  kadınlarımızın, hem cinslerini desteklemek yerine onları aşağıya çekmeleridir. -Kadın başınla erkeğin işine aklın ermez. Dediklerini duymuşsunuzdur. Koşuşturmacalar arasında bazı  erkeklerden şu sözü de duymuşluğum oldu benim. (Sizi bilmem.) –Elinin hamuruyla erkek işine karışma. İşin en üzücü tarafı da yapılan ön çalışmaları önceden  yapıyorsun. Erkeği omzunda taşıyıp o basamakları aşması için gece gündüz çalıştıktan sonra işlerine  gelmeyen çıkar ilişkilerinde, tüm emeklerini çöpe atan erkeklere en büyük gücü sistem ve boyun eğen  sözde uyanık kadınlarımız veriyor. Aslında kadın ve erkek eşit olmalı, yan yana yürümeli. Birlikte yol almalı, birlikte üretmeli, sevmeli,  birbirini iten, aşağılayan veya kutsallaştırmadan birbirlerini tamamlamayı tam olarak öğrendikleri  zaman dünya daha yaşanılır olmaz mı? Dünya; kadın emekçilere önem vererek bu günü kutluyor. Atatürk'ümüzün 1934’de kadınlara seçme  ve seçilme hakkını birçok ülkeden daha önce Türk kadınına vermesi de çok manidardır. Tarihin her döneminde kadına fiziksel, ekonomik, duygusal şiddet ne yazık ki, uygulanmıştır. Fakat  şimdi günümüzde kadın olmak daha da zorlaşmaya mı başladı? Çok eski dönemlerde kimsenin  duymadığı ne canlar alınmış. Kucağından bebeği alınarak, iftiraya giden kadınların tek bir damla  gözyaşına bakılmadan, bebeğin çığlıkları kulaklarını tırmalamadan kadınlar bir yudum suda boğulup  gitmişler. Düzen değişmeden hatta daha ağırlaşarak devam ediyor. Umuyoruz ki, ceza ve yaptırımlar  artırılır. Kapalı kapılar ardındaki sessiz çığlıkların sesi olan bir topluma dönüşürüz. Çocuğunun gözleri önünde katledilen, katledilmeye çalışan sözde namus bekçileri acaba bu günahın  bedelini nasıl ödeyecekler? Sevgili kadınlar; doğduğunuz aile sizin kaderinizi çiziyor. Sizlerde kendi kızlarınızın kaderine belki bir  katkınız olması için ev içinde yapılan şiddet, taciz olaylarını ilgili makamlara haber veriniz. Kendinizi  güçlendirip okumaya, üretmeye devam ediniz. Maddi olarak boyun eğen kadın, saçını süpürge etse  de ne kendine ne de çocuklarına güçlü bir model olamıyor. Sevgili erkekler; kız veya erkek evlatlarınızı şiddete maruz bırakmayınız. Onlara vurduğunuz her tokat,  sonra topluma zehir olarak akıyor, belki senin kızına, belki başkasının kızının yüzünde patlıyor o  tokatlar. Birbirinizi, sevin, sayın. Çünkü hayat paylaşınca güzel… Atamızdan bir sözle yazımızı bitirelim. – Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum  yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur. 
Ekleme Tarihi: 08 Mart 2024 - Cuma

8 Mart Emekçi Kadınlara Özel...

Bir eve girdiğinizde o evde bir kadın olduğunu her yerden, her şeyden anlarsınız. Kadın sadece evde 
bu maharetini göstermez. Onun maharetleri ona küçük dokunuşlar yaparsanız, o dokunuşlar 
kocaman olur. El emeği, göz nuru verdiği adını şehirlere yazdıran, gönüllere yazdıran ismini dahi 
duymadığımız ne çok kahraman kadın vardır. Onların isimlerini tek tek bilmeseniz de onların enerjisini 
dünyaya bakarak keşfedebilirsiniz. Kadın olmasaydı. Erkek de olmazdı. Güç ve otorite ne yazık ki, 
kadının güçlü yönlerini bastırıp ona daha çok duygusallık yüklüyor. İşin en acı tarafı da bazı 
kadınlarımızın, hem cinslerini desteklemek yerine onları aşağıya çekmeleridir.
-Kadın başınla erkeğin işine aklın ermez. Dediklerini duymuşsunuzdur. Koşuşturmacalar arasında bazı 
erkeklerden şu sözü de duymuşluğum oldu benim. (Sizi bilmem.)
–Elinin hamuruyla erkek işine karışma. İşin en üzücü tarafı da yapılan ön çalışmaları önceden 
yapıyorsun. Erkeği omzunda taşıyıp o basamakları aşması için gece gündüz çalıştıktan sonra işlerine 
gelmeyen çıkar ilişkilerinde, tüm emeklerini çöpe atan erkeklere en büyük gücü sistem ve boyun eğen 
sözde uyanık kadınlarımız veriyor.
Aslında kadın ve erkek eşit olmalı, yan yana yürümeli. Birlikte yol almalı, birlikte üretmeli, sevmeli, 
birbirini iten, aşağılayan veya kutsallaştırmadan birbirlerini tamamlamayı tam olarak öğrendikleri 
zaman dünya daha yaşanılır olmaz mı?
Dünya; kadın emekçilere önem vererek bu günü kutluyor. Atatürk'ümüzün 1934’de kadınlara seçme 
ve seçilme hakkını birçok ülkeden daha önce Türk kadınına vermesi de çok manidardır.
Tarihin her döneminde kadına fiziksel, ekonomik, duygusal şiddet ne yazık ki, uygulanmıştır. Fakat 
şimdi günümüzde kadın olmak daha da zorlaşmaya mı başladı? Çok eski dönemlerde kimsenin 
duymadığı ne canlar alınmış. Kucağından bebeği alınarak, iftiraya giden kadınların tek bir damla 
gözyaşına bakılmadan, bebeğin çığlıkları kulaklarını tırmalamadan kadınlar bir yudum suda boğulup 
gitmişler. Düzen değişmeden hatta daha ağırlaşarak devam ediyor. Umuyoruz ki, ceza ve yaptırımlar 
artırılır. Kapalı kapılar ardındaki sessiz çığlıkların sesi olan bir topluma dönüşürüz.
Çocuğunun gözleri önünde katledilen, katledilmeye çalışan sözde namus bekçileri acaba bu günahın 
bedelini nasıl ödeyecekler?
Sevgili kadınlar; doğduğunuz aile sizin kaderinizi çiziyor. Sizlerde kendi kızlarınızın kaderine belki bir 
katkınız olması için ev içinde yapılan şiddet, taciz olaylarını ilgili makamlara haber veriniz. Kendinizi 
güçlendirip okumaya, üretmeye devam ediniz. Maddi olarak boyun eğen kadın, saçını süpürge etse 
de ne kendine ne de çocuklarına güçlü bir model olamıyor.
Sevgili erkekler; kız veya erkek evlatlarınızı şiddete maruz bırakmayınız. Onlara vurduğunuz her tokat, 
sonra topluma zehir olarak akıyor, belki senin kızına, belki başkasının kızının yüzünde patlıyor o 
tokatlar.
Birbirinizi, sevin, sayın. Çünkü hayat paylaşınca güzel…
Atamızdan bir sözle yazımızı bitirelim.
– Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum 
yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur. 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Halil SONTUR
(08.03.2024 17:26 - #212)
Çünkü hayat paylaşınca güzel.. Teşekkürler Hocam.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Halil SONTUR
(08.03.2024 17:26 - #213)
Çünkü hayat paylaşınca güzel.. Teşekkürler Hocam.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.