Abdulkadir Şanlı
Köşe Yazarı
Abdulkadir Şanlı
 

Kral Çıplak

Günlerden bir gün, uzak bir ülkede, giyimine kuşamına oldukça düşkün, kendini beğenmiş bir kral varmış. Kendini dev aynasında gören bu kral, kendi zekasını çok beğenir, diğer insanları önemsemezmiş. Yine bir gün, başka bir ülkenin kralı kendisini ziyaret etmek istediğini söylemiş. Kralın geleceğini haber alan kendini beğenenmiş kralın aklına gelen ilk şey; “Acaba hangi giysileri giysem?” olmuş. Derhal tellalı çağırmış: “Bütün terzilere haber gönderin!” demiş. “Öyle bir giysi istiyorum ki, dünyada bir eşi, benzeri olmasın.” Bir müddet sonra, haber her tarafa ulaşmış. En iyi terziler, kralın huzuruna gelmişler, yapabilecekleri tüm modelleri tek tek anlatmışlar. Fakat kral anlatılanlardan hiçbirini beğenmiyor: “Daha iyisi, daha güzel olmalı!” diye hepsine bağırıp, çağırıyormuş. Duruma hakim olan bilge bir terzi kraldan söz istemiş. Sevgili kralım, ben size çok özel bir elbise dikeceğim demiş. Kral nasıl olacak diye sormuş. Bilge terzi, “Size öyle bir elbise dikeceğim ki eşsiz olacak! Ne sizden önce, ne de sonra kimse bu elbiseyi giyemeyecek.” Demiş ve işi almış. Bilge terzi; ”Fakat bir şartım var” demiş. ”Elbisenin dikimi bitene kadar hiç kimse işime karışmayacak, odama girmeyecek.” demiş. Kral aradığını bulmanın sevinciyle, bu teklifi kabul etmiş. Hemen birkaç kese altın verip: ”Haydi o zaman derhal dikmeye başla!” diye emretmiş. Bilge terzi hemen başlamış çalışmaya. Odasına çekilip, her gün kraldan iki kese altın geliyormuş kendisine. Aradan günler, haftalar geçtikçe kralın merakı artmaya başlamış. Nihayet bilge terzinin hangi kumaşı diktiğini görmek için odaya girmiş. Bilge terzi, dikiş tezgahının üstünde harıl harıl çalışıyormuş. Kral sessizce bir süre terziyi izlemiş, bir şey göremeyince sinirlenmiş kral. “Günlerdir seni besliyorum, her gün kese kese altınlar gönderiyorum, demek boş oturuyorsun. Bunun için mi veriyorum altınları demiş? Bilge terzi sakin ve kendinden emin bir şekilde; “Sevgili kralım, bu kumaş çok özel bir kumaş. Bunu sadece akıllı insanlar görebilir.” Demiş. Bakın ne kadar da güzel oluyor, öyle değil mi?” Kral, aptal durumuna düşmemek için: ”Evet, çok güzel. Demek zorunda kalmış ve hızlıca çıkmış odadan. Çok geçmeden bu söylenti şehrin her tarafına yayılmış. Kralın yeni elbisesi için herkes; ”Sadece bu elbiseyi akıllılar görebilir!” diyormuş. Nihayet insanlar meraktan çatlamadan merasim günü gelmiş, çatmış. Halk alana toplanmış, meraklı gözlerle kralı beliyormuş. Terzi kralı giyim odasına almış, eski elbiselerini indirerek ona gerçekten varmış gibi üzerine diktiği elbiseleri giydirmiş. Sonra da kralın karşısına geçip; ”Muhteşem oldunuz sevgili kralım, gerçekten çok şıksınız” demiş. Kral, bilge terzinin bu iltifatları karşısında, aynadaki çıplak bedenine hiç aldırmadan; ”Teşekkürler, çok güzel olmuş, çok beğendim.” demiş. Kral yeni elbiseleri ile gelmiş merasim alanına. Toplanan halk kralı çıplak görünce çok şaşırmışlar ama kimse cesaret edip de krala çıplak olduğunu söyleyememiş. Birden kalabalığın içinden genç bir çocuk haykırmış; “Kral çıplak!” Bunu duyan halk gülmeye başlamış ve nihayet kral, geç olsa da gerçeği anlamış. Bu hikayede günümüzde olan biteni anlatırmış. Şanlıurfa’yı örnek gösterirsek birçok kendini bilmiş kişinin çevresinde o kadar çok dal kavukluk yapan yalaka dediğimiz kişiler varki her ne olursa olsu onaylar ve iyi görünmek için övgüler yağdırırlar. Doğruyu söyleyenleri ise inkar ederler… Kalemini eğmeyen ve doğruluktan şaşmayan herkesi iftira ve attıkları çamurla kendileri gibi kirletmeye çalışırlar. Bizim Ali, bir gün kendisine "Zengin ve liderlere iltifat etmeyi, onu övmeyi bir öğrensen karnını mercimekle doyurmak zorunla kalmazsın" diye çıkışan Hasan’a "Karnını mercimekle doyurmayı bir öğrensen, kralın yanlışlarını da övmek zorunda kalmazsın" diye cevap vererek mesajı anlayanlara iletmiştir.    
Ekleme Tarihi: 29 Haziran 2024 - Cumartesi

Kral Çıplak

Günlerden bir gün, uzak bir ülkede, giyimine kuşamına oldukça düşkün, kendini beğenmiş bir kral varmış. Kendini dev aynasında gören bu kral, kendi zekasını çok beğenir, diğer insanları önemsemezmiş.

Yine bir gün, başka bir ülkenin kralı kendisini ziyaret etmek istediğini söylemiş. Kralın geleceğini haber alan kendini beğenenmiş kralın aklına gelen ilk şey; “Acaba hangi giysileri giysem?” olmuş.

Derhal tellalı çağırmış:

“Bütün terzilere haber gönderin!” demiş. “Öyle bir giysi istiyorum ki, dünyada bir eşi, benzeri olmasın.” Bir müddet sonra, haber her tarafa ulaşmış. En iyi terziler, kralın huzuruna gelmişler, yapabilecekleri tüm modelleri tek tek anlatmışlar. Fakat kral anlatılanlardan hiçbirini beğenmiyor:

“Daha iyisi, daha güzel olmalı!” diye hepsine bağırıp, çağırıyormuş. Duruma hakim olan bilge bir terzi kraldan söz istemiş.

Sevgili kralım, ben size çok özel bir elbise dikeceğim demiş. Kral nasıl olacak diye sormuş.

Bilge terzi, “Size öyle bir elbise dikeceğim ki eşsiz olacak! Ne sizden önce, ne de sonra kimse bu elbiseyi giyemeyecek.” Demiş ve işi almış.

Bilge terzi; ”Fakat bir şartım var” demiş. ”Elbisenin dikimi bitene kadar hiç kimse işime karışmayacak, odama girmeyecek.” demiş.

Kral aradığını bulmanın sevinciyle, bu teklifi kabul etmiş. Hemen birkaç kese altın verip:

”Haydi o zaman derhal dikmeye başla!” diye emretmiş.

Bilge terzi hemen başlamış çalışmaya. Odasına çekilip, her gün kraldan iki kese altın geliyormuş kendisine. Aradan günler, haftalar geçtikçe kralın merakı artmaya başlamış. Nihayet bilge terzinin hangi kumaşı diktiğini görmek için odaya girmiş. Bilge terzi, dikiş tezgahının üstünde harıl harıl çalışıyormuş. Kral sessizce bir süre terziyi izlemiş, bir şey göremeyince sinirlenmiş kral.

“Günlerdir seni besliyorum, her gün kese kese altınlar gönderiyorum, demek boş oturuyorsun. Bunun için mi veriyorum altınları demiş? Bilge terzi sakin ve kendinden emin bir şekilde;

“Sevgili kralım, bu kumaş çok özel bir kumaş. Bunu sadece akıllı insanlar görebilir.” Demiş. Bakın ne kadar da güzel oluyor, öyle değil mi?”

Kral, aptal durumuna düşmemek için:

”Evet, çok güzel. Demek zorunda kalmış ve hızlıca çıkmış odadan.

Çok geçmeden bu söylenti şehrin her tarafına yayılmış. Kralın yeni elbisesi için herkes; ”Sadece bu elbiseyi akıllılar görebilir!” diyormuş.

Nihayet insanlar meraktan çatlamadan merasim günü gelmiş, çatmış. Halk alana toplanmış, meraklı gözlerle kralı beliyormuş.

Terzi kralı giyim odasına almış, eski elbiselerini indirerek ona gerçekten varmış gibi üzerine diktiği elbiseleri giydirmiş. Sonra da kralın karşısına geçip;

”Muhteşem oldunuz sevgili kralım, gerçekten çok şıksınız” demiş. Kral, bilge terzinin bu iltifatları karşısında, aynadaki çıplak bedenine hiç aldırmadan;

”Teşekkürler, çok güzel olmuş, çok beğendim.” demiş.

Kral yeni elbiseleri ile gelmiş merasim alanına. Toplanan halk kralı çıplak görünce çok şaşırmışlar ama kimse cesaret edip de krala çıplak olduğunu söyleyememiş. Birden kalabalığın içinden genç bir çocuk haykırmış;

“Kral çıplak!”

Bunu duyan halk gülmeye başlamış ve nihayet kral, geç olsa da gerçeği anlamış.

Bu hikayede günümüzde olan biteni anlatırmış.

Şanlıurfa’yı örnek gösterirsek birçok kendini bilmiş kişinin çevresinde o kadar çok dal kavukluk yapan yalaka dediğimiz kişiler varki her ne olursa olsu onaylar ve iyi görünmek için övgüler yağdırırlar.

Doğruyu söyleyenleri ise inkar ederler…

Kalemini eğmeyen ve doğruluktan şaşmayan herkesi iftira ve attıkları çamurla kendileri gibi kirletmeye çalışırlar.

Bizim Ali, bir gün kendisine "Zengin ve liderlere iltifat etmeyi, onu övmeyi bir öğrensen karnını mercimekle doyurmak zorunla kalmazsın" diye çıkışan Hasan’a "Karnını mercimekle doyurmayı bir öğrensen, kralın yanlışlarını da övmek zorunda kalmazsın" diye cevap vererek mesajı anlayanlara iletmiştir.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 63olay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.