Güven olmadan huzur olmaz ki, güven olmadan birlik olmaz ki, güven olmazsa ticaret olmaz ki ah be bu güven ortamı olmadan ne olabilir ki….   Değerli okurlar öyle bir zaman içerisindeyiz ki ve öyle bir felek çemberindeyiz ki artık kime güvenecez şaştık…   Aynı kanı taşıyan kardeşlerden başlayalım. Acaba nasıl kandırırım kanımdan olan kardeşimi diye düşünmeye ve harekete geçmeye başladık. Herkesin çevresinde vardır illaki bir takım olaylar acaba kimi nasıl kandırırım acaba kimi nasıl kullanırım diyenlerde vardır illaki. Daha çok kazanmak için kardeş hakkı yiyenler, bir şey elde etmek için susmayı tercih edenler, gerçekleri bildiği halde haksızlığın içine düşenler vardır.   Bu güven kokmayan ortamı bizler inşa ettik aslında, bilerek, susarak ve karşı çıkmayarak…   Seçim zamanı gelip bizlere vaatlerde bulunan siyasetçileri bizler oylarımızla o konuma getirmedik mi?   Hani vaatler hani verilen sözler nerede. Tek Suçlu siyasiler mi yoksa onlara halen destek veren hesap sormayan bizler miyiz aslında?   Bizler seçimlerde olduğu gibi aile ortamında da aynı hatayı vermedik mi? Çocuklar arasında ayrımlar yaparak daha çok sevip daha az sevmedik mi? Erkek hakkını verip kız çocuklarına haksızlıklar etmedik mi?   Dedim ya bir güvensizlik ortamı var bunu da bizler inşa ettik…   Doğrudan yana değil güçlüden yana olduk, haklıdan yana değil haksız kazanç elde edenlerle oturduk.   Güven ortamı öyle bir dağıldı ki, artık kimin aklında ne geçiyor kim nasıl düşünüyor ve kime ne kadar güvene biliriz bilmiyoruz…     Ticarette hileler yapıyoruz, çocuklarımıza eşit davranmıyoruz, eşlerimize doğru yaklaşmıyoruz. Anne ve babalarımıza iyi evlatlar olamıyoruz. Bizler öyle bir çembere alınmışız ki kendi kendimize ihanet edip kendi kanlarımıza güven kaybediyoruz. Bir düşünün çevrenizde güvene bileceğiniz kaç kişi var?   Kaç kişiye sır verebilir, kaç kişiye emanet teslim edebilirsiniz?   İşte öyle bir zaman içerisindeyiz ki, güvenecek dallarımız kırılmış….