6’lı Masa Saraçhane’de Konuşuyor! Sizler İçin Canlı Yayındayız…

  Meral Akşener konuştu:  Kalbimiz, beynimiz, her şeyimiz gençler. Burada büyük bir haksızlık için toplandık. 100 yıl önce olduğu gibi "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" diyenler burada, Saraçhane'de.   Bir tiyatroya kara cübbelerini, siyah cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular, Saray sizinse Saraçhane bizimdir.   Diyorsunuz ki zulüm sizinse sandık bizimdir. 16 milyon İstanbullulun iradesi burada. Ekrem kardeşimin yanındayım. Gençler diyor ki, yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat.   Ahmet Davutoğlu konuştu:    Meselemiz Türkiye Cumhuriyeti'ni korumaktır. Bizim meselemiz siyaset üstüdür. Hak ve özgürlükler diyoruz. Demokratik hukuk devleti diyoruz. Bu meydan tarihi sahnelere şahit oldu. Dün akşam İmamoğlu'nu ziyaret etmek için girdiğimde hafızamda iki manzara karşılandı. Sayın Erdoğan'a benzer bir mahkumiyet verildi.   Buradan güç sahiplerine sesleniyorum. Sakın ha, sahip olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın. Geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar.  Bugün bu meydandayız. Meselemiz sadece sayın İmamoğlu'nun hak ettiği makamı korumak değil. Meselemiz İstanbul seçmeninin iradesini, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik değerlerini korumaktır.   Aziz milletime hitap ederek bitireceğim. Gelecek kaygısı taşıyan vatandaşlarım, biliniz ki biz ayaktayız. Yeni bir Türkiye için yola çıktık.     Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal konuştu:   Dağ başını duman almış. Aslan payını aslan olmayanlar almış. Aziz İstanbullular, kıymetli genel başkanlarım demokrasi mücadelesinin yılmaz savunucuları hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.   Bir büyük üzüntü içindeyim. Bu büyük ülke bu kadar kötülüğü hak etmiyor. Zalim, zulmünü celladına yaptırırmış. Uşaklarına karşı bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Yeter, söz milletindir. Bu kararı alanlar başı dik bir şekilde dolaşamayacaklar.   Siz organize kötülük yapmaktan vazgeçin.    6'lı masa etrafında birleşmiş olanların, yek vücut olanların demokrasi mücadelesi var.   Sizin tertiplerinize boyun eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz. Biz bu kararı tanımadık, tanımıyoruz, tanımayacağız.   DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan konuştu:    Bu hukuksuzluğu reddediyoruz. Ekrem İmamoğlu kardeşime yapılanları reddediyorum. Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum.   Şu andaki iktidar partisinin kuruluş tüzüğünde vardır. 3 dönemi var diye. Devlet gücünü kullanan hukuku tanımaz. Devlet yönetme gücü yozlaştırır. Bu ülkeyi bataklığın içine düşürmüş durumda. Farklı kimliklerden, fikirlerden korkmayan bir Türkiye istiyoruz. Endişeye mahal yok. Biz halkın yanındayız. Hakkın yanındayız. 85 milyon birden büyüktür, Türkiye birden büyüktür.   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuştu:   1- Adalet kutup yıldızı gibidir. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımız adaletsizliktir. Söz veriyorum. Adalet ye gelecek, ya gelecek.   2- Adaleti dağıtacak kişi hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır.   3- Adaleti dağıtacak kişi kralın sofrasına asla oturmayacak. Sofraya oturan alimin verdiği fetva doğru olmaz   4- Milli irade 1921-24 anayasalarının maddesi şudur. Hakimiyet milletindir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. İradeye darbe vurulmuştur. Biz milli iradeyi yeniden inşa edeceğiz.   5- Adalet artık temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. 6'lı masa olarak adalet konusunda kararlıyız. Mutlaka getireceğiz.   6- Yargıyı itibarsızlaştıran var. Ağacın kurdu kendi içindedir. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar, çetelerle yan yana gezerler. Bu tabloyu değiştireceğiz.   7- Bu ülkede zulüm var. Milletvekilleri, gazeteciler tutuklandı.   8- İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen karar asla kabul edilemez. Toplumun vicdanını yaralamıştır. Başkanın arkasında duracağız.     9- Hiç kimse unutmasın. Bu bir 100 metre koşusu değil maratondur. 6 ay sonra maraton bitecek. Yeni bir Türkiye göreceksiniz. Asla başınızı öne eğmeyin. Geliyoruz. İktidar olacağız.   İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuştu:   Demokrasiye inanan hemşehrilerim. Gençler, çocuklar, yüce Türk milleti evinize hoş geldiniz. Burası Saraçhane, milletin evi. Burada siz ne derseniz o olur. Ama önce sizlere soru sormak istiyorum. Bana bu sorunun cevabını vermek istiyorum. Bu ülkeyi yönetenlerin milletimizle sizinle ne alıp veremediği var. Sizden ne istiyorlar.   Millete ait bankalardan bir kuruş vermiyorlar. Krediler bulup getiriyoruz. Bu defa da uydurma bahaneler üretiyorlar. Bir imza atıp onay vermiyorlar. Sizinle alıp veremedikleri ne var bunların. 16 milyon insanımızdan ne istiyorlar.   Taksilerle ilgili kararları sizin seçtiğiniz belediye alırdı. Artık taksi konusundaki kararlar İstanbul'dan değil Ankara'dan alınacak diyorlar. Daha ilginç şeyler var. Mesela eskiden Gezi Parkı'nın mülkiyeti büyükşehir belediyesine aitti. Yok dediler artık vakfa ait olacak dediler. Daha onlarca örneği sayabilirim. Ama vaktimi almayacağım. Bir kere değil iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz.   Mahkemenin hakimini sürüp başkasını getirerek karar çıkardılar. Allah aşkına ülkeyi yönetenlerin sizinle ne dertleri var.   (Hükümet istifa sloganlarının ardından): Yok öyle kaçmak yok. Onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada.   Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz. Bunlar hasta, hem de çok hasta. Bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar.   Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama nafile.   Her şeyi yok sayıyorlar. Gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Bakın söylüyorum. Bugün burada işte bu büyük kalabalığı harekete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır. Hepimiz birbirimiz için, haksızlığa karşı buradayız.   Milletin iradesine alerjin varsa seçim sonuçlarını hazmedemiyorsan tavsiyemiz ne biliyor musunuz. Siyaset yapmayacaksınız.    Ben seçimden önce hemşehrilerimden yetki isterken dedim ki, görevi verin bu israf düzenini yok edelim. Hatta, hepinize hesap vereceğimizi, şeffaflıktan asla vazgeçmeyeceğimizi ilave ettim.   Artık İstanbul'un insafsız bir yönetime tahammülü yok. Türkiye'de aynen bu şiarla görevini yapan 11 büyükşehir belediye başkanımız sayesinde israf düzeni istenmiyor. Binbir numara çeviriyorlar. Her zaman söylerim. Cumhuriyet değerli bir rejim. Cumhuriyet yöneticilerin hadlerini bildiği bir rejimdir. Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, halkın oylarıyla seçilmiş bir yöneticiyi haksız bir şekilde görevden almak haddini bilmemektir.   16 milyon İstanbullu, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız, eşit biçimde saygı ve sevgi besleyenlerin yanında yan yana durmak istiyorsa adres burası, 6'lı masa.   Şair Namık Kemal'in dediği gibi zulüm ne kadar pervasız olursa olsun zulmün binasını biz yıkarız. Dünyanın merkezine gömseler de yerküreyi patlatır çıkarız.