Şiddete maruz kalanların şiddet ihtimali daha yüksek!
Son zamanlarda ülkemizde yaşanan kadına yönelik şiddet eylemlerinin toplumun derinden sarsılmasına ve üzülmesine neden olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, bazı kişilerin şiddete maruz kaldıklarını anlayamayabileceğini bu nedenle şiddeti tanımlamanın önemli olduğunu söyledi.
Bazı kişilerin yaşadıkları veya içinde bulundukları durumda şiddete maruz kaldıklarını anlayamayabildikleri için şiddeti tanımlamanın önemli olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Bu durum şiddetten kaçınılmasına ya da tedbir alınabilmesinin önüne geçebiliyor. Peki şiddet nedir? Şiddet, bir kişiye veya gruba zarar verme amacıyla yapılan her türlü davranışın genel adıdır. Fiziksel, sözlü, duygusal ve cinsel biçimde görebilir. Bu durum veya durumlar bireyin sadece bedeninde değil ruhunda da derin yaralar açabilir. Hemen herkes şiddete maruz kalabiliyor. Kadın, erkek, hayvan fark etmeksizin bütün canlılar bu durumu yaşayabiliyor.” şeklinde konuştu.
ŞİDDET FARKLI ŞEKİLLERDE GÖRÜLEBİLİYOR!
Her kesim için şiddetin çok yıkıcı olabildiğine değinen Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Ancak biz kadına yönelik şiddeti ele alacağız. Şiddetin tanımını yaptıktan sonra şiddete maruz kalınıp kalınmadığının nasıl anlaşılabileceğine değinmek faydalı olacaktır.” dedi.
Türkiye’de 2021 yılında yapılan araştırmada kadınların yüzde 38’inin hayatlarının bir döneminde fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldıklarını ifade ettiklerini hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Kadın cinayetlerine bakıldığında, 2021 yılında 300 kadının öldürüldüğü bildirilmiştir. Aile içi şiddet üzerine yapılan çalışmada ise kadınların yüzde 20’sinin eşleri tarafından şiddete uğradığı belirtiliyor. Bu sayıların bildirilmeyenlerle birlikte çok daha yüksek olduğu düşünülüyor.” dedi.
Şiddete maruz kalan kadınlar için güvenlik, barınma ve psikolojik açıdan destekleyici hizmet verilebileceğini de dile getiren Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Cinsiyet eşitliği konusunda erkeklere eğitimler verilebilir. Bununla birlikte şiddetin güç göstergesi ya da erkeklik ifadesi olmadığına dair farkındalık oluşturmaya yönelik programlar oluşturabilir. Kadına şiddeti normalize eden yayınlara izin verilmemesi, toplumsal rollerin yeniden dizayn edilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini vurgulayan yayınların arttırılması bir başka yöntem olabilir. Üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve hükümet yetkililerinin koordineli biçimde çalışması da önemlidir.” diye konuştu.